Defineci
ISBN 9786054989126
Yayınevi Karahan Kitabevi
Yazarlar Bekircan Tahberer (author)
Kitap Tanıtımı İçinde dört kişi bulunan, lacivert renkli station araba, Taş Köprü'den Karataş yoluna döndüğünde, saat neredeyse gece yarısı on ikiyi gösteriyordu. Üzerindeki tozdan haftalardır yıkanmadığı belli olan, her tarafı çizik ve eziklerle kaplı '72 model araba, üzerindeki yükü taşımakta zorlanıyormuşçasına inliyordu. Arabadakiler o gün Ulu Camii yanındaki şadırvanda buluş-muş, akşam için plan yapmışlardı. İçlerinde sadece Şamil'in arabası olduğu için hepsini evlerinden o almıştı. Şamil, hava kararmadan evvel küçük oğlu Halil'i bak-kala göndermiş, altı tane ekmek, iki kilo kuru soğan ve 2 kilo da domates aldırıp arabanın bagajına koydurmuş-tu. Kızının çeşmeden doldurduğu, içi defalarca kullanılmaktan bembeyaz kireç bağlamış olan iki plastik şişe kapının yanında duruyordu. Daha önemli malzemeleri evden çıkarken bagaja kendisi yerleştirmiş, diğer yolcuların çantaları da eklenince bagaj neredeyse tamamen dolmuştu. Aralık ayının ortaları olmasına rağmen, geceleri biraz soğuk olmakla beraber gündüzleri hava halen oldukça sıcaktı. Ülkenin geri kalan kısmı yağmur ve karla boğuşurken, kış geldi geleli ovaya daha on defa yağmur yağmamıştı. Oluşumunu milyonlarca yıl önce tamamlamış olan Toros sıra dağları, orta Anadolu pla-tosu ile Çukurova arasında özellikle dikilmiş bir duvar gibi yükselerek soğuk ve yağışlı havanın güneye inme-sine engel oluyor, antik Mersin'e adını veren Akdeniz'in ünlü esintisi Zefir de havanın daha ılıman olma-sına yardım ediyordu. Kışın bol yağmur ve güneş alan bölgede, tarih öncesi çağlardan beri bitkiler çıldırmışçasına topraktan fırlıyor, verebildiğince çok çiçek ve meyve veriyordu. Bin yıllarca önce bile ordularını savaşa hazırlayan Hitit, Pers, Hellen, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı hükümdarları, Suriye, Mezopotamya ve Mısır'a yapacakları seferler sırasında özellikle Çukurova'dan geçip burada askerlerini dinlendiriyor ve erzak topluyorlardı. Gemilerini tamir etmek için sağlam sedir ağaçlarının en iyisi burada yetişiyordu. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi Toros dağlarındaki ünlü gümüş yatakları da, tarih boyunca herkesin gözünü bu verimli Çukurova'ya çevirmesine neden olmuştu.