Kitap Tanıtımı |
Köylerin kralı, taşı toprağı altın Görekli köyü... Tütünden artakalan zamanda bir merak gelir Görekli köyünde yaşayanlara. Gömü peşine düşer birçoğu. Ta eskilerden kalma mezarlar, mezarlarda değerli kap kacak, küp küp altınlar hepsinin hayalini süsler. Büyük bir define bulup kısa yoldan zengin olmaktan başka umudu yoktur cahil ve yoksul köylünün. Arada sırada tek tük bakır para, kırık testiler de çıkmaz değildir hani toprağın altından. Bulduklarının da değerini bilmez, üç beş kuruşa kaptırırlar alıcılara. Halkı fakir, toprağının altı zengin köyün kaderidir bu.
Seyit Ali gönülden inanmıştır defineyi bulacağına. Karısının, çoluk çocuğunun rızkını unutmuş, gece gündüz hazine hayaliyle yaşamaktadır. Lakin gömüyü aramak için paraya, hiç değilse kafa dengi bir ortağa ihtiyacı vardır. Kurana danışarak, dualar ederek, okunmuş gül dalından yardım umarak Seyit Ali ve iki ortağı geceleri gizlice başlarlar toprağın altını kazmaya, bu uğurda kaybedecekleri çok şeyler olsa da.
Talip Apaydın, küçük hesaplar güderek günübirlik bir yaşam sürdürmeye mahkûm edilmiş, batıl inançlarla beslenen, her zaman kandırılmaya mahkûm Anadolu köylüsünün çaresizliğini ve toplumun üst kesimlerindeki duyarsızlığı etkileyici bir gözlem gücüyle aktarıyor. Define toplumsal bir analiz olmanın yanı sıra, her okuru özeleştiri yapmaya sevk eden çarpıcı bir eser. |