Kitap Tanıtımı |
Bir şeyi gördüğümüzü söz diliyle doğrulamaya kalkışmak hayli zahmetli ve özünde umutsuz bir çaba olmasına rağmen, susmanın seçenek olmadığında uzlaştığımız sürece bu konuda yapabileceğimiz fazla da bir şey yoktur maalesef. Ne var ki, burada söz konusu olan asıl amaç, doğrulama arzusundan hareketle kolektif duyarlılığa zemin hazırlayacak bir paylaşım için ortak çıkış yolu bulmaktır. Herhangi bir nesneyi herkesin farklı görmesinden daha doğal bir şey yoktur; ancak bu farklılık söz diline döküldüğü andan itibaren, sonuçta tam da bu farkların oluşturduğu bir ortak paydada buluşmaya başlar çevremizdeki insanlar.
Unutmayalım; bir şeyin bakışa göre farklı olabileceği konusunda uzlaşmak, ´oluş´ sürecine saygı duruşudur. Bu da sonuçta her şeyin değişmeye yazgılı olduğunu kışkırtmak için fırsat kollayan bilinç niteliğinin armağanıdır bize. Görmek, değişmenin gerekçesine kement atmaktır. Burada duraksayan, sessizce zorbaya dönüşmüş doğruya koşulsuz teslim olmuştur.
´´Davetsiz İzleyici´´de toplanan resim yazıları bir bakıma bu kaygının ürünü. Ancak, dikkatli bir okurun hemen fark edeceği üzere, seçki mantığına göre bir araya gelen bu resim yazılarına baştan sona damgasını vuran ne bir ölçüt ne de bu yönde bir arayış var. Görmeyi ahdeden kişi, gereksindiği ölçütü gördüğü şeyden çıkarma yönünde bir çaba harcamayı gereksiz bulup, sadece elindeki hazır ölçütlere güvendiği sürece körleşmeye hazırlıklı olmalıdır.
Buna göre, Avni Lifij ile Erdoğan Zümrütoğlu´nu doğruluğunu tartışmasız kabul ettiği bir ölçütten hareketle değerlendirmeye kalkışan kişi, en iyimser yaklaşımla önce birini, daha sonra her ikisini birden katleder. Bu olgu, ´´Davetsiz İzleyici´´de yer alan yazıların hangi gerekçe ile ölçütler arasında mekik dokuduğunu ortaya koyuyor; ya da şöyle formüle edelim: Elinizdeki seçki, resmi anlamaktan umudunu kesmiş olsa bile sevmekten vazgeçmeyen birinin hiç değilse buna bir gerekçe arayışının ürünüdür... |