Kitap Tanıtımı |
Hayal ettiğimizden çok daha fazlasını başaracağız.
Yan yana serpilen başaktan dünyayı tanıyan iki buğday tanesi birbirlerini çok sevdiler. Sonbahar yağmurlarında beraber ıslanıp, sert kış ayazlarında üşüseler de birbirlerini bakışlarıyla ısıtıyorlardı. Zorluklara göğüs gererken aşklarıyla beraber büyüdüler. Birbirlerini o kadar seviyorlardı ki sert esen rüzgârlara karşın kendilerini bir arada tutan kuvveti, toprağa bağlayan kökleri değil de aşkları olduğuna inandırmışlardı; ancak ne var ki hasat zamanı gelince ayrılmak zorunda kaldılar. İkisi de farklı çuvallara girerken milyonlarca buğday tanesi arasından birbirlerini arayıp durdu ancak nafile! Çünkü tarlasında yetiştikleri çiftçi ikisinin olduğu çuvalları farklı kimselere satmıştı. İkisi de un olarak öğütülüp birisi ekmek, diğeri de börek halini aldıktan sonra farklı iki insanın midesine girmişlerdi ve ikisinin kader birliği devam edecekti.
Muhteşem sevişmelerin sonucunda kendilerine benzeyen sayısız sperm hücreleriyle yarışa girip kazanmış, farklı bedenlerde vücuda gelirken günden güne şekil değiştirmişlerdi. Aradan geçen 9 ay 10 günün ardından biri dişi biri erkek olarak dünyaya gelen bu bebeklerin ismi Chesmy ve Taspi konulduktan sonra aslında aşklarının 7 Ağustos'ta değil yıllar önce başladığını söyledi Taspi. |