Kitap Tanıtımı |
Hümanizma, antikçağdan beri, tüm insanlık tarihinin "uygarlaşması" sürecinde kölelik, eşitsizlik, yoksulluk, dogmatizm, ayrımcılık, savaş gerçekliği gibi olguların yanı başında ve onlara rağmen sahiplenilen bir kavram olmayı sürdürüyor. Türkiye'nin bu kavramla olan ilişkisini irdelemek ise, akademik bir tarih araştırmasının yanı sıra, bugüne kadar insana dair yaşanan sorunlarımızı fark edebilmek, tanımlamak adına da anlam taşıyor.
Doç. Dr. Işıl Çakan Hacıibrahimoğlu da hümanizma ana teması üzerine kurgulu bu çalışmasında, dine, soya ve toprak egemenliğine dayalı imparatorluk mirasını devralan Türkiye'nin kavramla ilişkisini kurmayı, Osmanlı'nın son döneminden 1950'lere kadar uzanan süreçte kavramın aldığı biçimleri, algılanışını Türkiye örneğinde izlemeyi amaçlıyor. Bir yandan cumhuriyetin kuruluş ve ulus-devletin inşası sürecinde, hümanizmanın aydınlar ve devlet eliyle biçimlendirilme yöntemini ortaya koyarken, diğer yandan da kavramın tarihselliği içinde aldığı tanımlamalarla Türkiye örneğini karşılaştırıyor.
Hasan Âli Yücel, Sabahattin Eyüboğlu, Hilmi Ziya Ülken, Orhan Burian, Muhsin Ertuğrul, Nurullah Ataç, Sabahattin Ali gibi aydınların hümanizma kavramıyla ilişkisini yazdıklarından ve yaptıklarından hareketle kuran Cumhuriyet ve Hümanizma Algısı, geç modernleşen merkezileşen Türkiye'de Batılılaşma ile hümanizma ilişkisini belirlemeye ve erken Cumhuriyet'in ürettiği mirasın içinde bugüne kadar tartışılan insana dair konulara farklı bir ışık tutmaya çalışıyor. |