Kitap Tanıtımı |
Çalışıyoruz. Yarınlar yokmuş gibi. Ki aslında pek de yok, çünkü yarın bugünle aynı, dünle de. Çalışma hayatının vaat ettiği yarın, yine çalışmak. Daha çok çalışmak. Hatalarımızdan ders çıkara çıkara, gelişe gelişe, düşe kalka; daha doğrusu düşmeye izin olmadan, hep ayakta kalarak çalışmak. Çünkü hep çok iş vardır. Kızarız çalışırız, haksızlığa uğrarız çalışırız, ağlarız çalışırız. Biz çalışırız. 7/24 çalışırız. Uykularımızı feda ederiz. Zamanımızı, mekânımızı, hayatımızı armağan ederiz sorgusuz sualsiz. Hele ki lehimize bir kolaylık olursa daha da çok çalışırız. Zam alırsak iki kat, takdir görürsek üç kat fazla çalışırız. Az çalışmayı beceremeyiz, biz eğitimimizle emeğimizle geldiğimiz işin hakkını verme derdindeyiz; minnetle, tutkuyla, hırsla çalışırız. Biz bu çağın hayalsiz büyüyen çocukları olduk. O yüzden de kaybolduk, hapsolduk bu labirentte. Artık çıkış yolunu arama, bu yolculukta kendimizi bulma vakti. (Tanıtım Bülteninden) ) |