Kitap Tanıtımı |
Dünya tarihinde ulusların ve medeniyetlerin egemen bir güç olarak yükseliş ve gerileyiş öyküleri, onların bu mücadeleye girme nedenleri her ne olursa olsun, pek çok değişik faktörün harekete geçirici etkisi tarafından örgülenmektedir. Nüfus, ulaşım teknikleri, ekonomik zenginlik arayışı ve dini inancın yayılması gibi sosyal kondüsyonların gelişimi sonucunda birbirleri ile yüzyüze gelen medeniyetler, aynı zamanda bu karşılaşmada ortaya çıkan medeniyetler çatışmasında üstünlük sağlamak için de çaba göstermişlerdir. Çatışma dönemleri eşzamanlı bir değerlendirme süzgecine alındığında, yükselme ve gerileme paradigmalarının arkaplanındaki coğrafi yapı unsuru, daha geç tarihlerde dünyanın ekonomik ve politik güç dengesinin açıklanmasında teorize edilecek olmakla beraber, o zamanlar bu mücadelelerde taraflara avantaj sağlayıcı bir faktör olmuştur. Jeostratejik avantajlar ekonomik olanları, ekonomik olanlar ise siyasi ve askeri avantajları beslemiştir. Bu çalışmada Osmanlı merkezli Türk-İslam medeniyeti ile Avrupa medeniyetinin coğrafi keşifler çağı sonrasında ekonomik yapılarının kadim yapılarına göre hangi değişmelere uğradığı ve bu değişimin bir güç merkezi olarak yükseltici ve geriletici etkileri incelenmiştir. Başka bir söylemle amaç; Osmanlının ekonomik, siyasi ve askeri üstünlüğünün tersine işlemesinin coğrafi keşiflere uzanan nedenler ekseninde ekonomi ağırlıklı bir analizini yapmaktır. Zira bu dönüşüm tarih için yeni bir dünyaya ve bu dünyanın ileriki yüzyıllara uzayacak olan yeni yapılanmalarına işaret eder.
(Arka Kapak) |