Kitap Tanıtımı |
Yıl 1957, beşimi doldurmuş muydum yoksa hâlâ dört yaşımı mı sürmekteydim bilemiyorum... Subay olan babamın tayin edildiği Sarıkamış'a gitmek üzere yola çıkmışız ve tren Erzurum'da mola vermiş. Bir kompartımanın penceresinden korkulu gözlerle bakmıyorum. Etraf, gür ve uzun bıyıklı adamlarla dolu... İşte film, o istasyonda başlamıştı benim için. Evet, evet hayatımdan hatırlayabildiğim ilk kare bu. Ondan öncesi simsiyah bir boşluk... Sarıkamış'ta pek kısa bir süre oturduğumuz ilk ev, hafızamdan tamamen silinmiş; ama ikincisini, o derme çatma yerli evini, hayal meyal hatırlıyorum. Zaten, o evin ortasına kurduğumuz sobada, kozalak bile yaktığımızı nasıl unutabilirim ki? |