Kitap Tanıtımı |
Endüstri devrimi; bir yerde kapitalizmin icat edildiği dönemdir ve iktisat tarihinin büyük bir kısmı, devrim öncesi ile sonrası arasındaki ilişkiler ve çelişkiler yumağından müteşekkildir. Devrime giden yolun en önemli yapı taşı ise feodalizmin yıkılmasıdır. Devrimden önce feodal düzenin egemenliği altında yaşamını sürdüren halk kitleleri, devrim sonrasında, Fransızların ünlü ‘efendisi olmayan toprak yoktur’ mottosunda bahsi geçen efendilerin değiştiği başka bir düzene teslim olmak zorunda kalmışlardır. 1831 yılında İngiltere’de devrimci lider Wat Tayler önderliğinde birleşen isyancı köylüler, feodal derebeylerine karşı, özgürlüklerini talep ediyorlardı. Başkaldırıya ilham veren kanaat önderlerinin başında gelen eski vaiz John Ball, soyluların sahip bulundukları imtiyazları zamanla bir tekerleme haline dönüşen, şu söylemle sorguluyordu: “Âdem’in toprağı kazdığı, Havva’nın yün eğirdiği zamanlarda efendi kimdi?” Bu çalışmada endüstri devrimiyle (1780-1840) birlikte ortaya çıkan kapitalizm, mülkiyet ilişkileri ve tarım politikaları bağlamında neredeyse altı asırlık bir dönemi kapsayan ve Thomas More’un Ütopya’sında “açgözlü koyunların insanları yediği” bir süreç olarak nitelendirdiği İngiltere merkezli çitleme hareketleri (enclosure acts) ve bu hareketlerin yansımaları ele alınmaktadır. (Tanıtım Bülteninden) ) |