Kitap Tanıtımı |
Artık ne kadar çok MADE IN CHINA etiketiyle karşılaştığımızın farkındasınız, değil mi? En umulmadık ürünlerde bile karşımıza çıkan bu etiketin sahibi Çin´in yirmi birinci yüzyılın yükselen yıldızı olduğundan artık kimsenin kuşkusu yok. Güneş´in doğuş hattını izleyerek binlerce yıl önce Uzakdoğu´dan yola çıkan uygarlık treninin Hindistan, Mezopotamya, Mısır, Anadolu ve Avrupa´dan geçip yirminci yüzyılda Amerika´ya ulaştıktan sonra artık yeniden Uzakdoğu´ya dönmekte olduğu teorisi ilginçtir. Çin´i keşfetmekte daha fazla gecikmemek için daha önce onu keşfetmiş, hemen her köşesini gezmiş insanların anı ve izlenimlerinden oluşan bu kitap hepimizin geleceğinin kavşak noktasındaki bu ülkeyi anlayabilmek için taze bir nefes getiriyor.
Bu kitabın sayfalarını çevirirken Çin Seddi´nde ve Yasak Kent´te dolaşacak; Yangtze Nehri üzerinde kurulmakta olan dünyanın en büyük baraj inşaatına gidecek; muhteşem tapınakları ziyaret edeceksiniz.
Buda´nın cinsiyetiyle ilgili tartışmalara katılacak, 2500 yıl sonra toprağın altından çıkarılan İmparator Qin´in ordusunu görecek, yolunuz bir ara Konfüçyüs´ün kenti Kufu ve Tiananmen Meydanı´ndan da geçecek ve sonuçta bu kitabın önsözünü kaleme alan Ji-li Jiang´ın şu sözlerini daha iyi anlayacaksınız:
Son konferanslarımdan birinde öğrencilerimden şöyle bir soru geldi:
Yirmi beş yıl içinde Çin ne olacak? Büyüme devam ediyor olacak mı?
Bir Singapur örneğine mi dönüşecek? Yoksa bir Amerika mı olacak?...
"Bilmiyorum" dedim. Böyle bir reform sürecinin sonucunu nasıl bilebilirim ki? Çin örneği bir "ilk"tir. Daha önce benzeri olmayan, kıyaslayacağımız örneği olmayan bir modeldir "Kesin olarak söyleyebileceğim tek şey şu" diye yanıtladım öğrencimin sorusunu,"Çin halkının ruhu olduğu gibi kalacaktır ve ne olursa olsun Çin, her zaman Çin olacaktır."
(Tanıtım yazısından) |