Kitap Tanıtımı |
'Sultan, Nihâvend yakınlarında otağını kurdu ve dinlenmeye çekildi. Dışarıdan gelen gürültüler üzerine yatağından kalktı. Muhafızlara neler olduğunu sordu. Muhafızlar, Vezir Nizâmü'l-mülk'ün saldırıya uğradığını söylediler. Bunun üzerine Sultan Melikşah, otağından dışarı çıktı. Vezir Nizâmü'l-mülk, çadırına taşınıyordu. O, kanlar içerisindeydi. Onu öldürmeye çalışan kişi ise öldürülmüştü. Bu kişi bir Batini suikastçi idi. Sultan, hekimlerden bilgi aldıktan sonra Nizâmü'l-mülk'ün çadırına girdi. Onun yanına oturdu. Nizâmü'l-mülk, o sırada gözlerini açtı. Ağır ağır konuşmaya başladı: 'Ey Cihan Sultanı, sana ve babana hizmet yolunda ihtiyarladım. Biraz daha beklesen ne olurdu ki. Zaten ihtiyarlamış ve ölümü bekler olmuştum. Ya da vezirlikten azletseydin de bana bunu reva görmeseydin!' Bu sözler üzerine Sultan Melikşah şaşırdı. Gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Yanında bulunanlara seslendi: 'Bana Kur'an-ı Kerim getirin!' Çadırdakiler hemen bir Kur'an getirip Sultan'a verdiler. Sultan, gözyaşları içerisinde mushafa el koydu ve yemin etti: 'Yemin ederim ki bu işi ne emrettim ne de bundan haberim var. Sana bunu nasıl reva görebilirim ki? Sen benim devletimin bereketisin ve babam yerindesin!' Sevgili Gençler! 'Dirilişin Kahramanları' isimli serimizin ikinci kitabı ile karşınızdayız. Bu kitapta Büyük Selçuklu Devleti'ne en parlak yılları yaşatmış Sultan Melikşah'ın macerasını okuyacaksınız. Onun mücadeleci kişiliğine, merhametine, adaletine, duygusallığına şahit olacaksınız. İnşallah onun yaşayışından ilham alıp onu örnek alacaksınız. Maceraya devam... (Tanıtım Bülteninden) ) |