Kitap Tanıtımı |
Heykeltıraş olmaya çalışan üniversite öğrencisi bir kız Antalya'ya inmeyi beklerken, hiç tanımadığı bir yerde kendini bulur ve bindiği otobüsün toz olması ile başlayan bir anlam arayışı yolculuğu başlar. Doğal olarak bu yer onu kabul etmeden önce gümüş çay kaşığında sınar ve kararmayan kaşık nedeniyle bu keşfedilmemiş toprakların kapısı açılır. Ev büyüklüğündeki demir zeminli, bakır göklü Terra İncognita adlı bu yerde, yürüdükçe mekân büyür, adlandırdığı her şey karşısına bir şekilde çıkar. Tumu adlı bir kaplumbağa sürücüsünün uyarıları ve yönlendirmesiyle, neden burada olduğunu, nasıl geldiğini, nasıl çıkabileceğini keşfetmeye çalışır.
Mitoloji, mitosların astronomik kökenleri, antropoloji ve evrim, insanın anlam arayışındaki çaresizliği, kendini anlamlandırma uğraşısına dönüşür.
Bu karmaşa ortamında anlık bir tepkiyle çok değer verdiği Umut'u cehenneme gönderir. Düşündüğü ve anlam kazandırabildiği her şeyin canlandığı cennet eşdeğeri bir mekân, yanlış taleplerle cehenneme dönüşür. Umut'sa cehennemi cennete evirmekle meşguldür. |