Kitap Tanıtımı |
Son kez 2017 ilkbaharında Essen ?ehrinde ayakta kalmış, sonradan müzeye dönüştürülmüş “Zollverein“ kömür i?letme tesislerini gezdim. Gurbet ku?larımızın kömür tozu soludukları bu tesisler birer nostaljik anı olmu?, müze olarak genç ku?akların ziyaretine açılmı?tı. Onların çektikleri hasretler, yaşadıkları acılardan, kimseler haberdar olmadı. Yine 2017 sonbaharında Bochum, Essen ve Duisburg ?ehirlerinde Mannesmann, Kruppstahl ve Thyssen Demir Çelik Tesisleri‘ni gezdim. Anadolu platosundan gelip, ate? olup akan çelik suyunu içip, kan kusarak çalı?an canların paslanmı? demir yığınlarının aralarında ayak izlerini gördüm. Onlar nasıl yaşadılar, neler hissettiler, özlemleri nelerdi? Merak edip araştıran olmadı. Silik yaşamlarında kömür tozu soludular, çelik suyu içtiler. Sadece çalıştılar, ürettiler, kazandılar ve yaşamadan sırası gelenler art arda öldüler. Az sayıda kalanlar yine sıraları gelince ölmeye devam ediyorlar, edecekler. Ve ben bu insanların yaşamlarını araştırmaktan onur duydum. (Tanıtım Bülteninden) ) |