Kitap Tanıtımı |
... Yalnızlığın ortasında, düşüncelerine uzak bir insanla paylaşabileceği bir yanın keşfi son derece ilginç olacaktı. Celâleddin´i düşündü bir an. Bunca kalabalıklar içinde yalnız bir insan. Başını iki yana sallayıp gülümseyerek;
"Galiba birbirimize benziyoruz," dedi Jean Paul.
...
Tasavvufun dünyayı terk etmek isteyen cezbeli düşüncesiyle, varoluşçuluğun dünyaya terk edilmiş, bulantılı düşünceleri farklı bir üslupla bizi kendine çekiyor. Girdaba kapıldığınızı hissediyorsunuz. Okyanus çukuru kadar derince kesif bir yalnızlık... Dağ doruğu kadar yüksek fakat kimsesiz bir düzey... Bambaşka inançların emzirdiği, farklı yüzyılların büyüttüğü iki beynin gizemli kıvrımlarında saf düşüncenin raksı...
Çelişkilerden ve yalnızlıklarından başka ortak yanları bulunmayan iki insanlık devi buluşuyor bu kitapta.
Yazar, felsefenin tasavvufun, psikolojinin inişli ve çıkışlı labirentlerinde cümleleri yeniden biçimlendiriyor. Kitabı okurken bazen bir Mevlâna Celâleddin´in bazen de bir Jean Paul Sartre´ın içinizdeki cehennemle yüzleşme imkânı bulacak ve şaşıracaksınız...
(Arka Kapak) |