Kitap Tanıtımı |
Casanova titrek bir sesle konuşuyordu: "Sen ne dudaklarımı ne de ellerimi öpebilirsin benim," dedi Amalia'ya. "Ve sen beni boşuna beklemiş ve hayal etmiş olacaksın, tabii ben bir an önce Marcolina'ya sahip olmazsam..."
Alman edebiyatının önemli isimlerinden Arthur Schnitzler'in Casanova'sını hepiniz tanıyorsunuz: Kendinden emin, kibirli, zengin, çapkın ve bir o kadar da duygusal. Hayatının elli üçüncü yılında ise zenginliğini kaybetmiş ve artık yorgun bir şekilde çıkıyor karşımıza. Kendine uydurulan efsanesine çok da yaraşmayan bir halde, vatan hasretiyle baba ocağına, Venedik'e dönmeye karar veriyor. Casanova'nın evi, insanları onu nasıl karşılayacak? Casanova yılların yorgunluğunu atıp aradığı huzuru bulabilecek mi yoksa herkesin bildiği Casanova olmaya devam mı edecek? Casanova'nın Eve Dönüşü insan ilişkilerine, aşka ve kadınlara, paranın gücüne dair akılda kalıcı bir hikâye. |