Kitap Tanıtımı |
1935te fabrikanın açılış töreninde bizim nesle ne mutlu ki fabrika
seslerile gözlerimizi açmış bulunuyoruz, sözleriyle semtin coşkusunu
dile getiren kız çocuğu artık yok. Semtin işsiz gençleri umutsuzlukla
caddelerde dolaşıyor. Ama bunlar yalnızca gözle görünenler. Semtin
tüm dokusuna sinmiş işçi sınıfı mirası, görünmeyen ama hissedilen
bir güç olarak varlığını sürdürüyor...
Hakan Koçak, bir semtin ve bir fabrikanın evreninde, Türkiye işçi
sınıfının oluşum ve değişim tarihini anlatıyor. 150 yıllık bir tarih
bu: Billur Fabrika-i Hümayunundan başlıyor, 1890lardan 1911e
faaliyet gösteren, işçilerinin 1908 grevlerinde yer aldığı Levi-Modiano
cam fabrikasından geçiyor ve Paşabahçe Şişecam Fabrikasının 70
yılı aşan tarihine bağlanıyor. Adını Paşabahçe semtinden alan ve
semtin hayatına da damgasını vuran Şişecam Fabrikasının işçileri,
1966 Greviyle de, Türkiye işçi sınıfı hareketinin tarihinde dönüm
noktalarından birine imza atmıştı.
Camın İşçileri, işçi sınıfının, Türkiye tarihindeki bütün evreleri nasıl,
hangi bilinçle kat ettiğini alabildiğine canlı bir şekilde görmemizi
sağlıyor. İşçilerin tek parti dönemini, DP iktidarını, 27 Mayısı
ve 1960 sonrası sola kayma sürecini nasıl yaşadıklarını, nasıl
anlamlandırdıklarını izliyoruz tarihsel sosyolojinin cam küresinde.
Hikâyenin sonunda, sendikanın zayıflaması ve 2000lerin başındaki
kapanış var. Bu şarkı burada bitmez... dedirten bir deneyim
bırakarak... |