Kitap Tanıtımı |
Küçük bir umudun aydınlattığı, masum bir hayatın boşluğunda kalakalmış bedenler.Akıllarda onlarca soru.Kimim ben? Neredeyim? Niye böyleyim? Beni bu hayattan kim kurtaracak?Öyle ya;Hangi insan ister ki çıplak ayakla cam kırıklarına basmayı?Hangi insan ister ki yüzlerce dönüm umut varken kalemsiz, deftersiz, çaresiz gökyüzüne bakmayı?Hangi insan ister ki sıcacık gülümsemenin, dostluğun, paylaşmanın yerine kavgayı koymayı?Cevap mı? Hiç kimse.Mazisi buğulu olanın geleceği net olamaz.Gelin el ele verelim.Hiçbir şey mazide kalmadan buğuyu kaldıralım. Sorumluluklarımızı belirleyelim. Paylaşalım.Ya cam kırıklarını kaldıralım ya geçmişimizden utanalım.Ya defter, kitap olalım ya çaresiz gökyüzüne bakalım.Ya gülümseyelim dostça ya kavga edelim düşmanca.İşte böyle insanoğlu, her şey bizim elimizde.Gelin el ele verelim. Bardaktan boşanırcasına ilim yağdıralım.Sevelim, sevinelim, sevindirelim.Aynı gökyüzünü paylaştığımız şu küçücük dünya da barışın, huzurun elçisi olalım.Masum bir hayatın boşluğundan, küçük umutlarla bakan bu bedenleri kurtaralım.Gündüz, güneş olup ısıtalım; gece ay olup aydınlatalım. İlim ilim, ilmek ilmek dokuyalım; kozasını yırtan kelebek misali hevesli ama ürkek bu bedenleri.Son olarak Mevlana’nın şu sözünü ekleyeyim.‘’Bir mum başka bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.’’ (Tanıtım Bülteninden) ) |