Kitap Tanıtımı |
Aşina olduğumuz tüm büyücülük sanıkları arasında, Pomeranya`nın rahibelik yapan asil hanımı Sidonia von Bork`unki kadar büyük bir şöhrete ulaşan çok az kişi vardır. Sidonia, büyüleriyle birçok ailede, özellikle de Pomeranya`nın sabık yönetici hanedanında kısırlığa neden olmakla ve aynı zamanda o hanenin en soylu evlatlarını erken ve zamansız bir ölümle yok etmekle suçlanmıştı. Brandenburg ve Saksonya Prensi`nin ve Pomeranya`da ikamet eden soyluların şefaatlerine ve yalvarışlarına rağmen, bu suçlardan dolayı 19 Ağustos 1620`de Stettin`de halkın önünde bir idam sehpasında infaz edildi; idamı sırasında kendisine bahşedilen yegâne iyilik, önce kafasının kesilmesine ve ardından cesedinin yakılmasına izin verilmesiydi.Bu korkunç emsal öylesine bir dehşete neden oldu ki, çağdaş yazarlar onun adını zar zor ve o zaman bile sadece baş harflerini vererek anmaya cesaret edebilmiştiler. Bu hoşgörü kısmen, şimdi olduğu gibi o zamanlarda da ülkenin en şanlı ve zenginleri arasında olan köklü Von Bork ailesine karşı saygıdan ve o dönemde saltanat sürmekte olan dukalık ailesini gücendirme korkusundan kaynaklanıyordu, zira adı geçen büyücü gençliğinde, genç Dük Ernest Louis von Pommern-Wolgast ile çok yakın ve samimi bir ilişki içindeydi. (Tanıtım Bülteninden) ) |