Kitap Tanıtımı |
Bir bilezik, 16 şans takısı...
Büyü Gibi, 19. Yüzyılda, Kızılderili bir kadının bir bileziği lanetlemesiyle başlıyor. Bilezik, 16 öykü boyunca zaman ve mekân değiştirerek sahip olduğu herkese lanetini bulaştırıyor, her bir öyküde bir başka uğursuzluğa, yıkıma, ölüme, hattâ cinayete sebep oluyor.
15 yazarın, bileziği bırakıldığı yerden alıp başka bir yere taşımasıyla, uğursuzluk, zaman ve mekanlar arasında bir yolculuğa çıkıp, kendini kâh Amerika'da bir dağ başında sefil bir adamın avucunda, kâh Londra'da sapık dürtüleri olan bir öğretmenin bileğinde buluyor.
Her bir öykü bir başka insani zaaf, her bir öykü bir başka günah. Hepsi bilezik ve her biri bir arzuyu simgeleyen takıları ile bütünleşip, tek bir kitaba doluşuyor. 16 ayrı hikayede, 15 ayrı yazarın kaleminden aslen uğur getirmesi gereken bir bileziğin laneti, okura akıl almaz bir masal anlatıyor.
En sevdiğim polisiye yazarlarını böyle derin, böyle yoğun bir derlemede
bir arada görmek heyecan verici; her bir öykü kendi başına çok güçlüyken toplamda okuyucuya verdikleri haz bambaşka.
Çok özgün ve insanı kıskıvrak yakalıyor. |