Kitap Tanıtımı |
Küçük Burjuvanın Yedi Ölümcül Günahı/
Horasyalılar ve Kuriasyalılar/ Carrar Ana nın Silahları/
III. Reich ın Korku ve Sefaleti
Küçük Burjuvanın Yedi Ölümcül Günahı
Oyun, Fransa da Théâtre des Champs-Élysées de sahnelenmek üzere yazılmış ve orada Nisan 1933 de sahnelenmiş bir bale eseridir. Bu eserde metalaşan aşk teması işlenir.
Oyunda, yedi tabloyla, para kazanıp memlekette kalan ailesine bir ev yapmaları amacıyla para gönderebilmek için büyük kente gelen küçük bir dansçının öyküsü anlatılır. Şarkıcı ve koro olarak sahnede bulunan aile, olayı yorumlar; şarkıcı zaman zaman da olayın içine girer. Böylece Brecht in ve bu oyunun müziğini yazmış olan Kurt Weil ın kullandıkları "bale" kavramını kıran, müziğin, şiirin, dansın ve sözsüz oyunun aynı ağırlıkta yer aldığı özgün bir eser ortaya çıkar.
Brecht, esas amacı bale olan bu gösteri ile erdemlerin insanoğluna getirdiği zararları ortaya çıkarır. Katolik anlayışına göre, kişiyi Tanrının merhametinden yoksun bırakan ve onu ebedi lanete uğratan 7 ölümcül günah vardır. İffetsizlik-Tamah-Öfke-Acımasızlık-Kıskançlık-Gurur-Doymazlık.
Brecht eserini bu temel günahlar üzerine değil, insanları burjuva toplum içinde barınamaz hale getiren davranışlar üzerine kurmuştur.
Horasyalılar ve Kuriasyalılar
Oyunun konusu, bir antik Roma söylencesinden alınmıştır. Roma ile Alba Longa kentleri arasında sınır anlaşmazlığından çıkan savaş, kuvvetçe birbirine denk olan, Roma adına üçüz kardeş Horaslar, Alba Longa adına da başka bir üçüz kardeş Kuriaslar tarafından yürütülür; savaş uzun süre sonuçsuz kalır. Sonuna doğru, Horasların üçüzünün ikisi ölür, Kuriasların üçüzlerin üçü ise yaralanır; tek kalan Horas, yaralı olan rakiplerini yok etmek için önce kaçar, yaralı rakipleri onu kovalarlarsa da, herbiri tek tek ona yetişebildiğinden, bu kurnazlığı sonucu hepsini sırayla öldürür. Her kahraman bir orduyu temsil etmektedir.
Brecht bu öyküyle, savaşların yalnızca eşitsizlik olduğundan çıkmadığını, eşitlik halinde de çıktığını söylerken, özet olarak hilenin bir şeyi kanıtlamadığını, raslantısal olduğunu ve öğreticiliğinin az olduğunu, yalnızca hile öğretmenin zavallıca bir iş olacağını gösterir; ayrıca, "saldırı savaşı" ile "savunma savaşı"nın ayrı anlamlarını özellikle vurgulamayı amaçlar.
Carrar Ana nın Silahları
Oyun, Kuzey İspanya da Basklı bir balıkçı köyündeki bir balıkçı evinde Nisan 1937 de bir gece süresi içinde geçer. Bu savaşta Halk Cephesine katılmış kocasını kaybetmiş olan iki yetişkin oğula sahip anne Carrar, çocuklarının savaşa katılmaması için direnir; Oysa, 20 yaşındaki büyük oğlu Juan, sevgilisi ve köyün delikanlıları tarafından Franco ya karşı savaşmak için baskı altındadır. Kadın oğlunu bu işten uzak tutmak için onu her gün denize balık avlamaya gönderir. Juan gece de denizdedir ve evin penceresinden onu izlemektedirler. Eve ansızın, milis güçlerinde çarpışan kadının erkek kardeşi İşçi Pedro gelir; Carrar Ana nın sakladığını bildiği silahları almak için gelmiştir. Kadın silahları vermemekte direnir. Bu tartışma sırasında denizdeki Juan ı izleyememişlerdir; bir süre sonra eve Juan ın cenazesi getirilir; onu Franco güçleri vurmuştur. Bunun üzerine Carrar Ana düşüncelerini değiştirir ve savaşa katılacağını haykırır. Oyun, savunma savaşında tarafsız kalınamayacağını gösteren, seyircileri etkisi altına alan, tek perdelik bir oyundur.
Bu oyun, Brecht in kendisinin yarattığı epik tiyatro görüşüne tamamen karşıt, duygusal katılımın egemen olduğu bir Aristotalesçi dramatiği içeren bir oyundur; Brecht bu durumu, oyun metninin arkasına koyduğu bir ek yazıda da belirtmiştir; aynı notta bu etkinin belgesel film gösterimiyle, propogadist bir çalışmanın beraber sahnelenmesiyle giderilebileceğine işaret etmiştir.
III. Reich ın Korku ve Sefaleti
Bu oyun birbirinden bağımsız 29 epizoddan oluşan bir belgesel oyundur. Brecht, 1934 ten başlayarak Hitler Almanya sına ait basından ve görgü tanıklarından malzeme toplamaya başlamış ve bu malzemelerden III. Reich ın Korku ve Sefaleti ne ait öyküleri ortaya çıkarmıştır. Brecht, oyundaki bölük börçük farklı konuları birarada tutan ögenin yalnızca şiddet olduğunu söylemiştir.
Oyun, faşist diktatorya altında değişik toplum sınıflarından bireylerin tipik davranışlarını, tedbirlilik, sakınma, ürküntü, herkesten şüphe, konuşmama, görmezlikten gelme gibi tavırlarını ortaya koyarken, aynı zamanda özellikle direnme tavırlarını da sergilemektedir; Brecht oyundaki bu direnme tavrını, oyun üzerine yazdığı tanıtma yazılarında özellikle vurgulamıştır. |