Kitap Tanıtımı |
"Büyük dağlar tamamen farklı bir dünyadır. Orada kar, buz, kayalar, gökyüzü ve oksijen yönünden incelip seyrelmiş bir hava vardır. Bu büyük dağları fethedemezsiniz. Sadece kısa bir süreliğine onların yüksekliğine erişebilirsiniz ve bunu yapabilmek de çok şey gerektirir. Verilen zorlu mücadele düşmanla ya da sporda olduğu gibi rakiple değil, kendinizle, zayıflık ve yetersizlik duygusuyladır. Bu mücadele benim hoşuma gidiyor. İşte bunun için de dağcı oldum. Her zirve farklıdır. Her biri yaşadığınız farklı bir yaşamdır. En tepe noktaya, yaşamak için sahip olmanız gerektiğini düşündüğünüz her şeyden vazgeçmiş olarak ulaşırsınız ve orada sadece ruhunuzla baş başa kalırsınız. Bu boş bakış noktası, kendinizle beraber uygar dünyanın bir parçası olan her ilişkiyi ve her nesneyi farklı bir yönden yeniden değerlendirmenizi sağlar."
"Tırmanırken arkadaşlarını yitirenler, o kayıpları içlerine sindirmenin ne denli zor bir şey olduğunu daha iyi anlar. Bu kayıpların ölen kişilerin yakınları ve sevdikleri üzerindeki etkisini gördüğünüzde, siz de tırmanma sevdanızı yeniden değerlendirmeye zorlanırsınız. Yitirilen her dost tekrar dağlara dönmeyi, yeniden zirvelere giden yollara düşmeyi daha da güçleştirir. Fakat aramızda her şeye karşın oraya dönmek zorunda olanlar da vardır. Dağlar insanın iç derinliklerinde yer alan kimi duygulara seslenir ve bu çağrılara verilen yanıtlarsa göz ardı edilemez." |