Kitap Tanıtımı |
Askerî bir öğrenci gemisinde, görev seyrinin son gecesinde, üç öğrenci, anlaşılmaz bir şekilde ortadan yok olur. Açık denizdeki gemide böylesi bir kayboluş, personel ve öğrenciler arasında büyük panik duygusu yaratır. Gemi defalarca aranır ama üç öğrenciden en küçük bir iz yoktur. Âdeta sırra kadem basmışlardır. On beş gün sonra üçünün cesedi, Kilyos sahilinde karaya vurur. Cesetlerden birinin avucundaki bıçak deliği dışında diğerlerinin bedeninde darbe veya yara izi yoktur.
Soruşturma hiçbir sonuç vermez ve olayın üzerinden yıllar geçer. Buna karşın, esrarengiz bir şekilde ölen öğrencilerin arkadaşları, o kâbus gecesini hiç unutamazlar. Aradan otuz dört yıl geçtikten sonra, anılarını tazelemek ve eski okul arkadaşlarıyla özlem gidermek için, bir devre gecesi düzenlerler. Ancak, heyecanla bir araya geldiklerinde yaşanan bazı olaylar nedeniyle geçmişe, o felaket gecesine tekrar dönerek, sonucu ne olursa olsun, üç arkadaşlarının ölümündeki sırrı çözmeye karar verirler. Büyük olasılıkla o gece, katil veya katiller de aralarındadır ve yaşlanmakta olan arkadaşların, bu belki de son şansıdır.
Son sayfasına kadar soluk soluğa okuyacağınız bu dosya, büyük bir ustalıkla yazılmış kurgusu sayesinde, gerilimi bir saniye bile düşürmeden akıp gidiyor. Dehşetle, iç içe geçen bu inanılmaz trajediyi okurken tüm felaketlere direnen ölümsüz bir aşkın da öyküsü, okurlarda unutamayacakları bir iz bırakacak |