Kitap Tanıtımı |
Dünyanın dört bir yanında masallar üzerine konferanslar veren edebiyatçı ve öykü anlatıcısı Gillian Perholt’un yolu günün birinde İstanbul’a düşer. Kapalıçarşı’yı ziyaret eden Perholt, buradaki dükkânlardan birinden toz içinde kalmış, eski püskü bir çeşmibülbül satın alır. Ancak cam küre koleksiyonuna nadide bir parça kattığını düşünürken, kendini masalla gerçeğin iç içe geçtiği büyülü bir maceranın başrolünde bulur. Booker Ödüllü İngiliz şair ve romancı A.S. Byatt, dört hikâye ve bir novelladan oluşan bu seçkide, yüzyıllardır anlatılagelen masalları yeniden yorumlayarak onlara farklı bir gözle bakmamıza olanak sağlıyor. Seçkide yer alan hikâyelerde hayvanlar dile geliyor, ejderhalar ateş püskürtüyor, kahramanlar yollara düşüyor, dilekler gerçekleşiyor… Ancak her şeyin sırrı ne olursa olsun anlatıcılığın büyüsünde yatıyor. “Bir vakitler, erkeklerle kadınlar madenî kanatlar üstünde göklerde uçar iken, ördek ayakları takıp denizlerin dibinde yürür iken, balinaların konuşmalarını, yunusların şarkılarını dinler iken, Nikaragua tepelerinde, akşamüstleri süslü püslü Teksas çobanları ve hurilerin hayaletleri görülür iken, Norveç ve Tasmanya’da yaşayan insanlar kış ortasında taze çilek, hurma, guava ya da çarkıfelek meyvesi rüyası görüp ertesi sabah bu meyveleri sofralarında bulabiliyor iken, bütün bunlara büyük ölçüde ilgisiz, dolayısıyla mutlu bir kadın yaşar idi. Bu kadının işi öykü anlatmaktı…” (Tanıtım Bülteninden) ) |