Kitap Tanıtımı |
Tanışmadığımız bir apartman komşumuzun kapısını çalıp hiç iki dilim kek götürdük mü? "Geçti o günler artık, komşuluk öldü" mü? " " Götürdüm. Bir şaşırdı ama iyi ki de götürmüşüm, o günden sonra ... " mı?
Yaz sıcakları bastırdığında dışarıdaki canlar için kapımızın önüne her gün taze su koyuyoruz değil mi? "Aaaaaaaa valla hiç aklıma gelmedi" mi? "Koymazsam kendi içtiğim su boğazımdan nasıl geçsin" mi?
Çocuklar evimizin önünde bağrışa çağrışa oynamaya başladıklarında ilk ne gelir aklımıza? "Neden kendi evlerinin önünde oynamaz bunlar, ne biçim ana babalar var" mı? "Çok şükür cansız bedenleri kıyıya vurmayan, üstlerine bombalar yağmayan çocuklar da var" mı?
Hani dallarından mosmor sümbülleri sarkan o güzel ağaç çiçek çiçek açtı ya "Ev mis gibi kokuyor, bir vazo dolusu toplayıp salonun baş köşesine koydum" mu? "Onunki can değil mi nasıl kıyılır, gidip dalında kokluyorum" mu?
falan filan işte
ıvır zıvır gibi sanki
ufak tefek yani
keyfe keder şeyler
amaaaan canım önemsiz meseleler
hiç de bile
onlar benim "minik mühimlerim"
büyük mühimler neydi?
siyaset, ekonomi
gülesim geldi. |