Kitap Tanıtımı |
Yaradan'ın adıyla sözü daldır hokkaya
Söz var bir sandık altın, söz var gelmez okkaya
Ey âdemoğlu nedir seni serkeş eyleyen?
Gelmedi mi gidişin haberini söyleyen?
Ötüşen bülbüllerin kesilince sadâsı
Kalmazmış gülzârının rengi ile nefhası
Sanma ki bu serencam daim neşve devşirir
Bazen şerbet sunarlar, bazen baldıran zehir
Gülistanın dembedem solduğunda anlarsın
Hazan yeli dalını yolduğunda anlarsın
Yoldur ömür dediğin; hanlar, duraklar çoktur
Ömür güzergâhından göçmeyen kervan yoktur
Kâh çöle düşer izin kâh bir dağın başına
Ebr-i nisan karışır gözlerinin yaşına
Tek başına doğmuşsun, dört omuzda gidersin
Sanma ki sürüleri... Bir gölgeni güdersin!
Atlılar hücum eyler yalın kılıç nefere
Azıksız çıkılmazmış, dinle, seyr-ü sefere
Arsız kurtlar sürüye daldığında anlarsın
Kervan vurulup yolda kaldığında anlarsın |