Kitap Tanıtımı |
Borges mi, ben mi, bir soru değil. Farkedildiği üzere sonunda soru işareti de yok. Ya da belki var ama
zeminle aynı renk olduğu için görünmüyor. Remzi Şimşek öyküleri de biraz böyle. Gerçek ve hayal,
hakikat perdesinde buluşuyor. Yazarın büyülü gerçekliğe selam duran kalemi, bir yabancılık duygusu
değil, aksine bir tanıdıklık hissi doğuruyor. İz bırakacak, değerli bir ilk kitap.
Son fethettiği yer de muhtemelen zihnim olmalı ki anamın dilini bile unutmuş halde uyandım.
Kesinlikle bu Borgesin işi, o olmalı çünkü Faulknerın İngilizce cümlelerinin İspanyolca karşılıkları
geliyordu aklıma ve aman Allahım Don Quijoteden muazzam tiradlar hatırlıyordum, doğruyu
söylemek gerekirse de bu son ikisi gerçekten heyecan vericiydi. |