Kitap Tanıtımı |
Osmanlı İmparatorluğu'nun Birinci Dünya Savaşı tecrübesi denilince akla ilk gelen unsurlar Çanakkale Savaşları, Sarıkamış Hezimeti, Filistin ve Irak Cepheleri gibi düşmanla sıcak temas kurulan noktalarda gerçekleşmiş olaylardır. Öte yandan Osmanlı ordusunun bu sayılan cephelerde kendisinden hem sayı hem de malzeme bakımından çok daha güçlü İtilaf devletlerine dört yıl boyunca kafa tutabilmesini sağlayan can alıcı unsur, yani Osmanlı insan gücünün seferberliği, uzun yıllar boyunca gölgede kaldı ve üzerine derinlemesine araştırma yapılmadı. Mehmet Beşikçi?nin bu çalışması, söz konusu boşluğu doldurma amacıyla atılan ilk büyük adımlar arasında bulunuyor. Osmanlı arşiv kaynakları yanında Büyük Britanya Milli Arşivi'ndeki belgeleri ve son yıllarda sayısı hızla artan anı-hatırat literatürünü bir araya getiren Beşikçi, Osmanlı ordusunu tarihin ilk endüstriyel topyekûn savaşı esnasında cephede tutan Osmanlı seferberliğini mercek altına alıyor.
Balkan Savaşları esnasında hantal ve verimsiz seferberlik ile kötü planlama sebebiyle feci bir hezimete uğrayan Osmanlı silahlı kuvvetlerinin hızlı bir özeleştiri sürecine girerek bir yıldan az sürede gerçekleştirdiği çok etkili reformlar; 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı askeri zihniyetinin Prusya-Alman militarizmi kalıbında yeniden şekillenmesi ve buna bağlı olarak İttihad ve Terakki'nin toplumu yeniden şekillendirme sürecinde seferberlik kavramına yönelmesi, Müslüman Osmanlı gençliğinin Genç Dernekleri ve Güç Dernekleri vasıtasıyla militarize edilmesi çabaları bu metinde Osmanlıların topyekûn savaş ile imtihanındaki yerlerini buluyorlar. Bir o kadar da çarpıcı ve önemli bir bölümde ise şimdiye dek neredeyse hiç etraflıca ele alınmamış bir olgu olan asker kaçakları ve firariler meselesi, savaş yorgunluğu ve zorunlu askerliğe direniş kavramları temelinde masaya yatırılıyor. Birinci Dünya Savaşı'nın yüzüncü yıldönümünde dünya çapındaki bir yeniden değerlendirme ve inceleme akımının parçası olarak ortaya çıkan Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Seferberliği, sadece askeri ve sosyal tarih literatürüne değil Osmanlı?dan Cumhuriyet'e geçiş süreci tartışmalarına da önemli bir katkı teşkil ediyor. |