Kitap Tanıtımı |
Edebiyat tarihimizde, sadece ?ilk" olma özelliğini taşımakla kalmayıp aynı zamanda ana tema ve
kurgusal motif bağlamında çığır açmış olan bir eser: Bir Zambak Hikayesi. Tüm ahlaki tabuları bir
çırpıda yerle bir eden bu eser sırf bu niteliği nedeniyle günümüze kadar "el sürülmekten kaçınılması
gereken" bir yapıt olarak kalmış, maalesef çağdaş okuyuculara ulaşamamıştı. ?Adı var, kendi yok,"
içinde ne yazılmış olduğu pek de bilinmeyen Mehmet Rauf'un bu önemli eserini Osmanlıca orijinal
metniyle birlikte okuyucuyla buluşturuyoruz. Edebiyat tarihimizin ilk erotik yapıtlarından olan Bir
Zambak Hikayesi bir nefeste okunacak türden...
MEHMET RAUF, Servet-i Fünun romancıları arasında önemli bir yere sahiptir. Soğukçeşme Askeri Rüştiyesi ve Bahariye
Mektebi'ni bitirdikten sonra deniz subayı olarak Girit ve Almanya'ya gönderildi. Yurda dönüşünde elçilik gemilerinin irtibat
subayı olarak görev aldı. Ancak 1908'de subaylıktan ayrılarak yaşamını yazarlık ve yayıncılıkla kazanmaya başladı.
Mehmet Rauf henüz on altı yaşındayken ilk hikayesi ?Düşkün"ü İzmir'e, Halit Ziya'ya gönderdi. Halit Ziya da bu hikayeyi
Hizmet adlı gazetede yayınladı. Mektep ve Servet-i Fünun dergilerinde de yazıları çıkan Mehmet Rauf, edebiyatta batılı
anlayışı benimseyen Edebiyat-ı Cedide akımının içinde yer aldı.
Hikayelerinde toplumsal sorunlardan çok bireysel sorunlara yönelen, bu nedenle de psikolojik çözümler yapan yazar, asıl
ününü Türk edebiyatında ilk psikolojik roman olarak adlandırılan Eylül'le kazandı. Romantizm akımından ve Halit Ziya
Uşaklıgil ile Paul Bourget'ten etkilenen Mehmet Rauf, eserlerinin çoğunda aşk ve kadın konusunu ele almış, dilde son derece
yalın ve anlaşılır olmaya dikkat etmiştir. Hikaye ve romanlarının yanı sıra evlilik içi ve dışı kadın-erkek ilişkilerini anlatan
oyunları da bulunan yazar, Cumhuriyet'in ilk yıllarında kadın dergileri de çıkarmıştır. Son yıllarını yoksulluk içinde geçiren
Mehmet Rauf, 23 Aralık 1931 yılında, İstanbul'da yaşamını yitirmiştir.
Eserleri: Eylül (1901), Ferda-yı Garam (Aşkın Yarını-1913), Karanfil ve Yasemin (1924), Genç Kız Kalbi (1925), Böğürtlen
(1926), Define (1927), Son Yıldız (1927), Ceriha (Yara-1927), Kan Damlası (1928), Halas (1929), İntizar (Cançekişme-1909),
Aşıkane (1909), Son Emel (1913), Hanımlar Arasında (1914), Aşk Kadını (1923), Eski Aşk Geceleri (1924) Ferdi ve Şürekası
(1909), Pençe (1909), Cidal (Kavga-1911), Sansar (1920) |