Bir Zamanlar Türkiye| Bir Zamanlar Türkiye; Bir İsveç Elçisinin 1820'lerde Türkiye Albümü
ISBN 9789750806421
Yayınevi Yapı Kredi Yayınları
Yazarlar Carl Gustaf Löwenhielm (author) | Rober Bragner (translator)
Kitap Tanıtımı 1824-1827 yılları arasında İstanbulda Bab-ı Ali nezninde İsveç elçisi olarak görev yapan Carl Gustaf Löwenhielm, ülkede bulunduğu süre boyunca değişik konuları kapsayan 250 resim yaptı. Bir Zamanlar Türkiye albümünde, İsveç elçisinin çizdiği resimlerin yaklaşık yarısı belgesel ve sanatsal değerini vurgulayan açıklayıcı yorumlarla birlikte sunuluyor. Geçmişe tanık olmak isteyenler için sınırlı sayıda basılan bu çok değerli kitap, okuyucusuyla buluşmayı bekliyor. Bu kitap, söz konusu resimlerin yaklaşık yarısını sunuyor: bunların çoğunluğu Uppsala Üniversitesi Kitaplığı´nda bulunan beş albümden derlenirken; diğerleri Stockholm Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi ve özel koleksiyonlardan seçildi... Her resme belgesel ve sanatsal değerlerini vurgulayan açıklayıcı yorumlar eşlik ediyor. İlk kez sunulan Osmanlı İmparatorluğu´nun neredeyse iki yüz yıllık resimleriyle; okurlar "Bir Zamanlar Türkiye´sinin görüntülerini canlandırma şansına kavuşuyorlar. Tadımlık C. G. Löwenhielm Asker, diplomat ve sanatçı Eski dönemlerde subayların çoğu resim yapardı; bu hem mesleki bir gereklilik hem de aristokrat olmanın doğal sonucuydu. Askeri akademilerde son derece önem verilen bir disiplin olan istihkâm inşaatı ile betimlemesi arasında sıkı bir bağ kurulurdu. Fotoğrafın icadından önce manzaraları, kanalları ve istihkâm mevkilerini kalemle çizebilmek çok takdir edilen bir askeri beceriydi. Bu nedenle, askeri okullardaki zorunlu resim eğitiminin, yetenekli subayların resim kariyerine daha çok eğilmelerine yol açması doğaldır. Resim yapan subaylar, tüm diğer Avrupa ülkeleri içinde özellikle İsveçte, güzel sanatların gelişiminde çok önemli rol oynamıştır. Biz, İsveçliler, Napolyon savaşlarından bu yana kendimizle ve dünyayla barışık bir toplumuz. Bundan dolayı, sanata yeteneği olan İsveçli subaylar yeteneklerini geliştirecek hem zaman hem de fırsat bulabilmiş ve Kraliyet Sanat Akademisine girebilmiştir. Bunların çoğu, dostlarını karikatürlerle ve önemsiz eserleriyle eğlendirip aydınlatmış üniformalı sanat meraklısı amatörlerden oluşan dilettantelerdir. Bunların arasından sıyrılan diğerleri ise sanat tarihine önemli birer isim olarak geçmişlerdir. Carl Gustaf Löwenhielm bu iki kategorinin arasında yer alır. Askeri bir unvanı olmasına, hatta generalliğe terfi etmesine karşın, normal bir askeri kariyer izlememiştir. Herhangi bir askeri okula ya da akademiye devam etmemiştir. Bu nedenle, resim yeteneğinin kendi kişiliğinden ve aldığı aristokrat eğitimden kaynaklandığını düşünebiliriz. Löwenhielm, Fransızca kelimenin özgün anlamıyla tam bir amatör sayılabilir, bir sanat âşığıdır; bir şeyi sırf zevk için yapan bir insan olarak da İtalyanca karşılığındaki gibi tam bir dilettantedir. Löwenhielmin zamanında, çizim ve suluboya merakı özellikle ortasınıf arasında yaygınlaşmıştı. Eskiden prenslerin ideallerinin arasında yer alan müzik, şiir ve doğa tarihi gibi uğraşlar popüler hale gelmişti. Bir tür kültürel biçim olarak görülen askeri resim bile takdir edilmez olmuştu. Fotoğraf makinesinin icat edilmesiyle birlikte askerlerin çizim yapmasının anlamı kalmamıştı. Yüksek eğitimli sınıf artık resmin ilginç bir uğraş olmadığını, sıradan herkesin yapabileceğini düşünüyordu. Bir zamanlar aileler ve dostlar bir araya geldiklerinde birbirlerine Löwenhielmin yaptığı gibi çizimler ve suluboya resimler gösterirken, artık fotoğraf albümlerini gösteriyorlardı. Carl Gustaf Löwenhielmin askeri kariyeri sıradan olmaktan uzaktı. Erken yaşta askerlik hizmetine başlamasının ardında akademik çalışmalardan kaçış yatıyor olabilirdi: gerçekten de Löwenhielm soyut eğitimi kesinlikle itici olarak nitelendirmekteydi. İsveç, on dokuzuncu yüzyılın başlarında düşman Rusya, Fransa, Danimarka ve Norveç ordularıyla savaşa girince Löwenhielm aktif görev almak istedi. Böylece, çocuklarını inanılmaz bir ciddiyetle yetiştiren babasının arzularına da karşı çıkarak kendisini Kraliyet Muhafızlarının arasına sokmayı başardı. Yeni seçilen İsveç kralı XVI. Karl Johan ve bir zamanlar Napoleonun başarılı mareşallerinden olan Kont Bernadotte, ülkesinin çıkarlarına öncelik vererek 1812 yılında, Rusyayla birlikte Fransızlara karşı birleşen ülkelerin safına katıldı. Oysa daha 1809-1811 yılları arasında Rusya ile girilen savaşta ülkenin yarısı, yani Finlandiya kaybedilmişti. Rusya ile yapılan antlaşma sonucu, İsveç ordusunun bir kısmı kuzey Almanyadaki müttefik güçlere bağlanmış, İsveçe Norveçi işgal ederken yardım edecek 18 bin Rus birliğinin sözü alınmıştı. Bu sırada, subay ve soylu bir adam olan Löwenhielm, seçilmiş ama göreve aktif olarak başlamamış olan Kont Bernadottenin aide-de-champs (yaver) hizmetine çağrıldı. Daha sonra onun gelecekte kral olacak oğlu I. Oscara aynı görevle hizmet etti. Böylece Löwenhielm, henüz 22 yaşındayken, Rusya ile yapılan ittifakı onaylamak üzere, Rusyanın o yıllardaki başkenti St. Petersburgdaki İsveç ortaelçiliğine savunma ataşesi olarak gönderildi. Napoleona karşı yapılan seferler sırasında Löwenhielm Rus imparatoru I. Alexandera bağlandı ve zaman zaman da komutan olarak, Fransaya karşı yapılan operasyonlara katıldı. Eylül 1812de Borodinodaki savaşta çarpışarak cesaret nişanı aldı ve Ekim 1813te Leipzigdeki çarpışmalara katıldı. Löwenhielm daha sonra, 13 Mart 1814te silah bıraktırılan Paristeki müttefik güçlerin arasına girdi. Löwenhielme ait olan, Kuzey Almanyadaki İsveç ve Rus seferlerinden kalmış olduğu bilinen bir eser yoktur. Löwenhielm savaşın çirkin yüzünü görmüş ve bundan nefret etmiştir. Fransız devrim geleneğinin abartılı la glorie hareketlerini, kahramanları, üniformaları ya da silahlanmayı alkışlamaya ihtiyaç duymamıştır. Gerçekte, Löwenhielmin eserleri salt sanatsaldı ve izleyenlere zevk vermekten öte bir hedef taşımıyordu. Löwenhielmin fotoğrafın icadından önce çizdiği resimler, pek çok İsveçlinin hiç görmediği ama bu çizimleri gördükçe ziyaret etmek istediği yerlerdi. Löwenhielmin çizdiği bu imgeler hem röportaj hem de reklam görevi görmüş; XVIII. yüzyılın seçkin Grand Tourist üslubunda seyahat posterleri olarak hizmet etmiştir. Bu temalar genellikle odönemde benimsenmiş, yaygın resim sanatının dışında kaldığı için,