Kitap Tanıtımı |
“Bir kentin kimlikleridir mezar taşları. Sessiz, sedasız anılarıdır. Dillerinden anlamayana birer taş yığınlarıdır onlar. Anlayana ibretlik hikâyeler anlatır, içli türküler söyler, takatin var mı diye inler; takatin var mı kısa ömrümün uzun havasını dinlemeye.”“Zamanı kadrini anlayan tüketmeli, ömrü yaşamasını bilen. Gülü ise sevmesini bilen koklamalı. Çünkü sevmesini bilen gül yaprağında anasının ellerine yaktığı kınanın kokusunu alabilendir.”“Giden dönmez, geri gelmez giden biliyorum. Biliyorum her ömür bir yoldur, her yol bir gidiş. Gayrı çocukluk mazide kaldı, hasret saçımın akında, sıla anamın toprağında. Mültecilik ata mirasıdır bize. Gitmek gerek, yola düşmek.”Bir Yol Hikâyesi; ne sadece bir kitap denemesidir ne de kırkına varmış bir yazarın anılarının bakiyesidir. Bir Yol Hikâyesi; hükümdarların kahramanlık hikâyeleri yerine, sıradan insanların yürek atışıdır.Bir Yol Hikâyesi; en çok nedir diye sorulacak olursa; en çok Anadolu’dur, anadır, kadındır, dinlemeye takati olanlara kısa bir ömrün uzun havasıdır.Bir Yol Hikâyesi; eski ile yeni arasında yaşanan, galibi çoktan belli bir savaştan ağır hüzünlü çıkan bir yazarın adını bir çığa haykırmasıdır. (Tanıtım Bülteninden) ) |