Kitap Tanıtımı |
Sosyal bir varlık olarak birlikte yaşamak için köyler, kentler kuran modern insanın, kendi kurduğu birlikte yaşam mekânlarında yapayalnız kalması ve hatta bu yalnızlığın en küçük sosyal birimi olan ailenin içerisine kadar sirayet etmesi, ibretlik ve trajik bir durumdur. Hiç arzu edilmemesine ve herkes tarafından yakınılan bir durum olmasına rağmen, kalabalıklar içerisinde yaşanan bu trajik yalnızlığın, gelecekte de insanlara vaat edebileceği yegâne şey, ruh sıkıntısı, bunalım ve kaostur.
Böylesi istenmedik ortamların çocuğu olan günümüz insanının, bin bir ümit ve beklenti ile kurduğu yuvaların, ayrılıkla yıkıldığına sıkça şahit olmanın üzüntüsünü yaşıyoruz. İletişimin, gönülden gelen mesajlar yerine zaruret, resmiyet boyutuyla yapıldığı günümüzde aile içerisinde iletişimin de benzer boyutla kurulması, aile bağlarını zayıflatan en önemli faktör olarak bütün korkutuculuğuyla karşımızda durmaktadır.
Eşlerin, sadece beden güzelliği itibariyle belirledikleri ölçülerle kurdukları bağların zayıflığı sürdürülemez bir evliliğin en önemli sebebidir. Tatmin olmayan ruhun -karşısındaki ne kadar güzel veya yakışıklı olursa olsun- kaçınılmaz biçimde başka arayışlara gireceği gerçeği, dağılmış aileler ve ortada kalmış çocuklar biçiminde gördüğümüz insan enkazlarıyla sıkça rastladığımız gerçekliklerdendir.
Değerli kardeşim, aziz dostum Rıdvan Oluç'un yaptığı bu çalışma, parmak bastığı trajedi ve vaad ettikleriyle özgün ve güzel bir çalışma olmuştur.
-Fatih Kalkınç, Uzman Psikolojik Danışman- |