Kitap Tanıtımı |
Aslında modernlikten yakınmaya, şikâyet etmeye gerek yok. Bizi sıkıştıran asıl şey çünkü modernlik değil, kapitalizm. O ise modernlikle birlikte dünyamıza girdiği için bizi yanıltıyor; çünkü kapitalizm diyor ki modernlik benim ve biz de buna inanıyoruz ve diyoruz ki modernlik kapitalizmdir. Dolayısıyla bizler de modern olmak için kapitalist olmak, modernlikle savaşmak için de kapitalizme karşı çıkmak zorunda olduğumuzu düşünüyoruz. Oysa belki de modern olmak demek, tam da kapitalizme karşı olmak demektir. Çünkü kapitalizm dünyayı çığırından çıkarıyor, zaman algımızı bile altüst ediyor. Dolayısıyla böylesine çığırından çıkarılmak istenen bir dünyayı savunmak aslında tam da modernlik anlamına geliyor. O nedenle bizler, bir anlamda da içinde bulunduğumuz bu zamanı, modernliği üstlenmek ve savunmak durumunda olan kişileriz.
Cumhuriyetin başlangıcında sistem dışı tutulmuş olan Sosyalistler, İslamcılar ve Kürtler de siyasal alana dahil edilerek, siyaset oyunu içerisinde bir yer almışlardır. Bu yerin niteliği ve siyasal katılımın tatminkârlıktan uzaklığı tartışılır elbette.
Bu kitap, genel anlamda Türkiyedeki İslamcılık, sosyalizm, ulusçuluk, demokrasi, Osmanlı ve
Cumhuriyet gibi temel sorunsallarımız ve bu sorunsallara sarmallanan dil ve ideoloji sorununa bir katkı sunmak ve bazı kavramları ve sorunları yeniden tartışmaya açmak umuduyla kaleme alınmıştır. Umulur ki bu, temel dayanağımız olan iyi niyete bir nebze de olsa katkıda bulunur! |