Kitap Tanıtımı |
" Felsefe bizde nevzuhur bir ilim olsaydı ıstılahlarını ( terimlerini) vaz etmek o kadar müşkil bir iş olmaz; birkaç muallimin her kelimeye karşılık bulmakta ittifak ederek talebe arasında
neşr u tamim etmeleri kafi gelirdi. Fakat işin nazik ciheti, felsefenin sadece garbı bilenlerimize meçhul olduğu halde ´ ulum- ı arabiye ´ denilen ilimlerle iştigal edenlerimizce - medrese dersleri meyanında- bu asra kadar intikal etmiş epeyce parlak bir mazisinin olması ve her iki tarafın birdiğerinden haberdar olmaksızın çalışmasından dolayı ileride içinden çıkılmaz kargaşalıklara yol açılmak korkusudur.
Hala dipdiri olarak ve ıslahatları Kelam ilmine gereği gibi karışmış olan kadim felsefemizin başka bir şekle dönüştürülmesinden ibaret olan yeni felsefe ıstılahlarını gelişigüzel vaz etmek, ansızın mazi ile ve hatta hal ile alakayı kesmek ve şahsiyetimizi ikiye bölmek gibi marazi bir haletin doğmasına sebep olmak demektir. Mesela, ´ ilim´ meselesini şark felsefesi ile Kelam ilminde öteden beri yaşayıp bize kadar intikal etmiş ıstılahlar ile mevzubahis edip dururken bugünkü filozofların yine bu meseledeki muhtelif görüşlerini beyan için başka bir ıstılahı alet etmek anlaşamamazlığa sebep olacağı gibi ilim tarihini de altüst eder. O halde bugün bizim yeni felsefe için yapacağımız şey - bittabi müstağni olamayacağımız- yeni ıstılahlar vaz´ ından ziyade kadimlerini keşfetmektedir.
Binaenaleyh bir mevzuya ait Fransızca bir ıstılahın karşılığını ararken; 1. Daima o mebhasin bizdeki şekline de bakmak ve kadimden beri bizde ne gibi lafızların ıstılah olduğuna dikkatle göz atmak ve iki taraftaki manalar denk ise eski tabiri tereddütsüz kabul etmek, 2. Arada bir fark nasıl olmuş ise o farkı gözeterek yine mevzuya münasip cüzi değişiklikler ile işi halletmek lazımdır. Bu ise hayli tetebbu ve meşakkate mal olacak uzun bir cehdin mahsulü olabilir".
Babanzade Ahmet Naim, 1915
( Arka Kapak) |