Kitap Tanıtımı |
Bu, bir damlanın hikâyesidir… Kaynağında kaskatı bir buz zerresiyken, dudağını uzattığı güneş ışığının kalbine değmesiyle eriyen; eriyip, buzun koynundan kopan ve akma sevdasıyla düşen damlanın… … Akma sevdasına düşen damlanın hikâyesi… Bu, bir damlanın hikâyesidir. Tarihe akan, tarihle akan ve tarihten akan bir damlanın… Yüzyıllar boyunca savaş meydanlarında karşılaşan Hilâl’in ve Haç’ın kılıçlarından damlayanın hikâyesidir bu… Bu; kaybedenin üzüntüsü, kazananın sevinciyle gözpınarlarından süzülenin… Bu; savaşta göğüs göğüse cenk edip, barışta sırt sırta verme olgunluğunu gösteren Mehmet’in, Malkoviç’in, Ayşe’nin, Helena’nın tarlaya, bahçeye düşen terinin hikâyesidir... Bir Fakir Seyyahın, Çelebiden bir Evliyâ’nın kaleminden kâğıda “kelâm” olup damlayanın… … Ve geceyi aydınlatan kandile can veren; dumanıyla gök, külüyle yer olmanın sırrını fısıldayanın… Bu; sudan başlayıp tekrar suya dönen damlanın… …Kanda, gözyaşında, terde, mürekkepte 1001 şekle giren 1001 damlanın bir olup, Tuna olup akışının hikâyesidir… Bu, Tuna’nın gerçek hikâyesidir! (Tanıtım Bülteninden) ) |