Kitap Tanıtımı |
Dünyadan uzakta olmak ve yine de onun sokaklarında yürümektir yalnız olmak. Kaynak sularıyla eriyen karlarla dolu, gürültülü bir derenin yanında, patikada yalnız başına yürümek, o yalnız ağacın güzelliğinde yalnız olduğunun farkında olmaktır. İnsanın sokaktaki yalnızlığı hayatın acısıdır; yalnız, uzakta, dokunulmamış ve savunmasız değildir. Hayal kırıklıkları acılarıyla ifade edilmemiş yalnızlık, sokaklarda yürüyen o adamdır, o kadındır, o çocuktur. Hüzün, o yalnızlığın hareketidir. İnsanlar aynaya baktıklarında camın arkasında kendi görüntülerini görürler. Bu görüntü, parlak yüzeyle karşılaşan ve geri sıçrayan veya yansıyan ışınları yansıtır. Peki ya aynada gördüğümüz biz değilsek! Murathan Mungan’ın da dediği gibi;Aynana baktım.Kenarında resminin durduğu.Senin yüzünü kendi yüzüme yakıştırdım. Edebiyatta yalnızlık öyküleri, hem bir toplumun hem de bu toplumun eleştirisinin bir fotoğrafıdır. Ötekilerin resmini kendi yüzüne yapıştıran dört kadın; yalnızlığı, çıkmazı, hezeyanları “öteki” nin görüntüsünde, on iki farklı öykü ile bizlere yansıttılar. (Tanıtım Bülteninden) ) |