Kitap Tanıtımı |
"İkinci pozitivizm", Batı Avrupa ülkelerinde kapitalist sınıfın giderek daha gericileşmesiyle karakterize olan 19. yüzyılın son otuz yıllık diliminin sosyal ve politik atmosferinde ortaya çıktı. Paris Komünü (1871) olayları bu sınıf için tehlikeli bir alamet olmuştu. Avrupa burjuvazisinin ideolojisi, Paris Komününden sonra giderek daha derinleşen çöküşe sürüklendi. Burjuva felsefesinde, gerçeğin bilgisini edinebilme ve şeylerin özüne ulaşma olanağına dair kuşkular, insanın toplumu temelden değiştirme güçlerine ve yeteneklerine inançsızlık artmaya başladı. Böyle bir zeminde yetişen felsefi akımlardan biri, devrimci ve materyalist dünya görüşüne karşı mücadelede yeni bir ideolojik silah rolünü oynayan Machçılıktı. Machçılık, ya l p a layan ve gerici küçük burjuva tabakalarının anlayışlarına karşılık gelen bir dünya görüşüydü. 19. yüzyıl pozitivistleri felsefeye saldırırlarken, Machçılar, bilimde materyalizm "metafiziği"nin izini bularak bilime karşı da cephe aldılar. Machçılık, eski pozitivizmle karşılaştırıldığında daha belirgin bir öznel idealist karakter taşıyor, ama aynı zamanda gerçek özünü saklama çabasını da güdüyordu. Comte, Mill ve Spencer, felsefenin kendi temel sorununa bir yanıt verme yeteneğinden yoksun olduğunu söylerlerken, Avenarius ve Mach, felsefede, ne materyalist ne de idealist olan "üçüncü bir yol" bulduklarını ilan ettiler. Bu "üçüncü yol" gerçekte, tek tek materyalist önermelerin öznel idealist tezlerle eklektik bir birleşimi olduğu ortaya çıktı. |