Kitap Tanıtımı |
Aytül hayatının baharında, çocukları çok seven, onlar için çalışan, üniversiteyi henüz yeni bitirmiş bir genç kızdır. Her genç gibi o da sevinç, umut, coşku doludur. Yaz aylarının gelmesi ile birleşen üniversite hayatının bitme sevinci onu arkadaşları ile gezip, eğlenmeye yöneltir.
Bir gün dört kız arkadaşı ile gezmeye gider. Güzel geçen bir günün ardından neşe ile evlerine dönmek üzere yola çıkarlar. Dönüş yolunda araçlarını sıkıştıran, kendini bilmez dört adamın, kendilerince eğlence olsun diye yaptıkları şaka, genç kızların hayatını kötü yönde etkileyecek bir kazaya dönüşür. Yandan arabalarına çarpan adamlar, kızların araçlarının takla atarak, şarampole yuvarlanmasına neden olur.
İşte o anda araçtaki herkesin hayatı değişir. İki genç insanın hayatı hemen orada son bulurken, geri kalan üç gençten biri olan Aytül, ölümün kıyısından döner. Ama yaşam ona eski hayatını geri vermez. O artık neşe dolu, coşkulu, yerinde duramayan, çocuklarla oyunlar oynayan Aytül değildir. Kazadan sonra kendine geldiğinde korkunç gerçekle yüzleşir. Bundan sonra boynundan aşağısını hareket ettiremeyecek, kısmi felçli bir engellidir. Kucaklanıldığında kollarının, bacaklarının pamuk dolu, bezden paçavra misali sarktığını fark etmesi ile kendini bez bebek olarak tanımlar. Vücudu, kolları ve bacakları vardır. Ama o bir bez bebektir ve böyle yaşamaya mecburdur.
İlerleyen günlerde hayatında bulabildiği sevgilerden güç alarak, yapabileceği her şeyi yapmaya ve insanlara yardımcı olmaya çalışır. Bu durumdayken de yapabilecekleri vardır. Aytül de durmaz ve mücadele eder. Ta ki... |