Kitap Tanıtımı |
Beyaz kürk, benim en tatlı hatıralarımın, iri harflerle kazındığı kutsal bir abideydi. Beyaz kürk, benim geçmişimdi. Eski şehrimin sinema şeridi, çocukluğumun yadigârıydı. Karanlık elbise dolabının bir köşesinde büzüşüp kalmış olan kürkle yeniden kavuştuğumuzda, onun da, benim gibi büyük bir yalnızlıktan, aniden kopup geldiğini hissettim. Beyaz kürkü, dolaptan tekrar çıkarıp sıkı sıkıya sarıldım, kucakladım. İnsan, hatıralanyla kucaklaştığında, ince bir duygu yağmuruna tutuluyormuş, anladım. |