Kitap Tanıtımı |
O sırada elli sekiz yaşında bulunan Yahudi peygamberi Davud canı sıkıldığı bir gün sarayının damına çıkmasaydı kendisinden tamı tamına otuz yedi yaş daha küçük olan Bet-Şeba`yı görmeyecek ve Peygamber Süleyman da dünyaya gelemeyecekti. Tevrat`ın II. Samuel kitabının on birinci bölümü bu müthiş olayı anlatır: "Ve akşamleyin vaki oldu ki, Davud yatağından kalktı ve kral evinin damı üzerinde geziniyordu; ve yıkanmakta olan kadını damdan gördü; ve kadının bakışı çok güzeldi. Ve Davud gönderip kadın hakkında soruşturdu. Ve biri dedi: Bu kadın Hitti Uriya`nın karısı, Eliam`ın kızı Bet-Şeba değil mi? Ve Davud ulaklar gönderip onu getirtti; ve kadın onun yanına geldi, ve murdarlığından tathir (temizlenmiş) olduğundan Davud onunla yattı; ve kadın evine döndü. Ve kadın gebe kaldı, ve gönderip Davud`a bildirdi, ve: Ben gebe kaldım, dedi."
Çağımızın en büyük romancılarından biri, Torgyn Lindgren Tevrat`ın II. Samuel ve Birinci Krallar bölümlerinde anlatılan bu yakıcı aşkı Bet-Şeba`da yeniden anlatıyor: Davud`un denetim tanımayan ve bir Kutsal Kitap peygamberinin, sevdiği kadının kocasını öldürtecek kadar gözü kara tutkusu, saray çevresi, karıları, oğulları, halkı, aşkın ölümle birleştiği bu olağanüstü serüvene tanıklık ediyor. "Rab`bim Bet-Şeba`yı neden karşıma çıkardın? Ancak kara tekelerin gideceği bu dertli karanlıkların dibine niçin fırlattın? Bırak kurtulayım, bırak krallığımı yaşayayım!"
Bet-Şeba`ya 1986 yılında Fransa`nın en saygın ödüllerinden Femina Ödülü verildi. Yazarın Arı Balı ve Yılanın Yolu adlı iki romanı Telos Yayıncılık tarafından 1997 yılında yayımlandı.
(Arka Kapak) |