Kitap Tanıtımı |
Beşikten Mezara Türk Dünyası Gelenekleri
Tradidions Of Turkic World FromThe First TillTheLastBreath
Milletlerin kültürünün temelini oluşturan gelenek ve görenekler, o milleti oluşturan insanlarının doğumuyla başlar, ölümüyle biter. Bir milleti meydana getiren insanlar, kendine özgü alışkanlıkları ancak yüzyıllarca devam edip gelen gelenek ve görenekleriyle bulur. Gelenekler, bir milletin iç dünyasını, hayata bakışını gösteren eşsiz zenginlik kaynaklarıdır. Bunlar, bir halkın tarihini, insanlığın en eski tarihte oluşan görüşlerini, fikir aşamalarını ve davranış biçimlerini öğrenmede önemli bir araç sayılır. Bu bakımdan insan hayatının dönüm noktalarını oluşturan doğum, evlilik ve ölüm insan hayatındaki en önemli temel âdetler olarak değerlidir. Türk halklarının kimliğinin belirlenmesinde, tanınmasında ve yapısının ortaya konulmasında gelenek ve göreneklerin önemli bir yeri vardır. Bu sebeple, araştırmalarımızda Türk halklarının insan hayatındaki önemli dönemleri olarak tanımlayabileceğimiz, doğum, evlenme, ölüm ve yaşam süreçleri içinde o halklarla özdeşleşmiş inanışları ve o kültürde kabul görmüş, yer edinmiş diğer gelenekler burada incelenmiştir.
Kültürel süreklilik kapsamında değerlendirildiğinde, Türk Dünyasında yaşayan halkların geçmişten günümüze yaşam biçimlerini ve geleneksel manada birçok uygulamalarını büyük ölçüde koruduğu görülmektedir. Bunlardan dinî inanışlara ait olan bazı unsurlar zamanla değişime uğramış, bazıları yeni bir kimlik kazanarak varlığını sürdürmüş, bazıları da tamamen yok olmuştur. Aslında toplumlar geleneklerini uzun zaman içinde kazanırlar ve değişmeleri de zordur. Bu bakımdan milletleri diğer milletlerden ayıran
özelliklerden biri gelenekleridir. Bir toplumun devamlılığı için geleneklerinin yeni nesillerde yaşatılması önemlidir.Türk Dünyası halkları dünya üzerinde birçok alana dağılmış, kimileri zaman zaman farklı kültürlere mensup ülkelerin egemenliği altında yaşamış olmalarına rağmen ortak kültürel değerlerini yaşatmaya çalışmışlardır. Türk Cumhuriyetlerinin ve Rusya Federasyonunda yaşayan özerk Türk topluluklarının Sovyetler Birliği döneminde unutturulmaya çalışılan gelenek ve göreneklerini 1991 yılından sonra bağımsızlıklarını kazanmalarıyla tekrar canlandırmaları olumlu göstergedir.
Gelenekler dünü bugüne, bugünü de yarınlara bağlayan değerlerdir. Bu değerler kolay oluşmadığı gibi fertleri arasında bu gibi değerleri oluşturamayan toplumlar da millet olamazlar. Gelenekler yıllarca yaşanarak kökleştikleri için onlara insan ve toplumlar tarafından büyük saygı gösterilir. Bu yüzden gelenekler toplumda kalıcı yer etmiş unsurlardır. Birçok Türk halkında kişi kim olursa olsun ve hangi sosyal sınıfta yer alırsa alsın beşikten mezara kadar tüm eylemlerde koşulsuz örf ve âdetlere uyma eğilimi içinde olur. Aksi takdirde toplum tarafından ayıplanır, dışlanır ve itibarı zedelenir.
Son dönemlerde bazı Türk halklarının, nüfuslarının azalması sonucu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaları bu konunun önemini artırmaktadır. Amacımız bu halkların yaşattıkları gelenek ve göreneklerini gündeme getirerek varlığını sürdürmesini ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlamaktır. Bu yayınımız Türk Dünyasının yaşamış ve yaşamakta olan geleneklerinin tanıtımı niteliğindedir. Çalışmamız konuyla ilgili gelecekte yapmayı düşündüğümüz Türk Dünyası ve Türkiye'de yaşamış ve yaşamakta olan geleneklerin karşılaştırmalı bir değerlendirmesinin ilk aşaması olup, bu eserin akademik çalışmalar için bir kapı aralayacağı düşüncesindeyim.
Shurubu Kayhan |