Kitap Tanıtımı |
Düşün ki, bir okyanusun kıyısındasın. Dev dalgalar, ak köpüklü coşkular var önünde. Ayaklarının dibine doğru uzanıyor rüzgârın kabarttığı sular. Belli ki mukabele istiyor senden dalgalar. Kıyıda kalma; dal dalgaların içine. Usta bir sörfçü gibi, dalgaların sırtına bin. Karşılık ver mavi beyaz kıvrımlara. Bir şiiri dinler gibi, içindeki şiiri uyandır varlık karşısında. Güzel sözlerin akışında duygu duygu eğilir gibi cevap ver vaktin rengâhenk salmışına. Çoğaltır gibi aynaların sırlı pırıltılarını gözbebeğinde, yankılandır biricik an'ların anlamını izzetli duruşlarında, hayretli eğilişlerinde, minnetli baş koymalarında. Yoksa boğulmaktan korkan adam gibi dehşete mi kapılacaksın okyanus karşısında? Cevabın olmayacak mı sabahın gül kokulu nefesine? Gündoğumlarına gebe seher vakitleri anlam bulmayacak mı alnında? Mukabelen olmayacak mı güneşin zirveye çıkışlarına? İbretli bakışlarında yeri olmayacak mı ikindi hüzünlerinin? Senin dudağından anlam istemeyecek mi güneşin sessiz eriyişi? Gözbebeğine değmeden mi geçecek gecenin yıldız yağmurları? Senai Demirci, vaktin akışının biricik anlamı namazı kendine özgü üslubuyla, Kur'ân'ın vadisinde yürüyerek anlatıyor. Namaz, insanı insan kılsın diye. |