Kitap Tanıtımı |
"Hâlihazırda modern kültüre yenik düşmüş sokaklarımız vardı bizim. O sokaklardan nadiren geçerdi arabalar. Çocuklar neşe içinde bütün gün arkadaşlarıyla oynardı da yine doyamazdı o kaldırımlara. Her şeyden önemlisi güven vardı sokaklarımızda. Mahallelerimize dostluk hâkimdi. Herkes birbirini tanırdı, şimdiki gibi yabancı değildi kapılar. Boş vermezdi kimse kimsenin derdini, öyle süslü püslü değildi belki evler; boyaları eski, sıvaları dökük, pencereleri kırıldı kırılacak hâldeydi ama sokaklar hayırhahlıkla, gönüldeşlikle bezenirdi. Paylaşılan hissiyatlar renklendirirdi yürekleri. Hemen hemen herkesin annesi yerine koyduğu bir teyzesi bulurdu o sokaklarda. Çekinmek nedir bilinmezdi o teyzelere karşı; aşlarına ortak, evlerine evlat olunuverirdi çat kapı. Zaman harcanan takvim yapraklarıyla değil, harf harf akıtılan anılarla hesaba çekilirdi."
Yaşam yaşların değil, yaşanmışlıkların değerindedir. Marifet zamanı harcamakta değil, onu tasarruf etmektedir. Herkesin gün geldiğinde geçmişine dönüp yüzleştiği bir gerçeği olacaktır.
"Benim Yedi Annem Vardı" da Mehdi Keskin'in kendi geçmişine bir yolculuğuna tanıklık etmemiz adına kaleme alınmış bir hatırattır. Yazarın avukatlık, milletvekilliği, baro başkanlığı gibi görevleri de yürüttüğü dönemlerde sadece bireysel yaşantısına dair izlerin bulunacağı bir eser olmaktan öte sosyal ve siyasal kurumlara dair önemli anekdotların da yer aldığı zamana adanmış âdeta panoramik bir tablodur. |