Kitap Tanıtımı |
Zerre kadar kötülük düşünmedim kimse hakkında, almadan veriyordum, asla bencil olamadım. Çok
da vicdanlıydım. Biraz çekingen, biraz utangaç, biraz da alıngandım sanırım. Zaman zaman kendimi
ifade edemedim bu yüzden. Çoğu zaman da susmanın asalet olduğunu düşündüm hep, belki
kendimi ifade edemeyişimin en büyük nedeni de buydu kim bilir!
Sonra dedim ki; " Kendine gel Güller. KENDİNE GEL!" Hayatın amacı mutlu olmaksa eğer; sen bunu
her ortamda, her yerde başarmışsın. Yüzün hep gülüyor; hastalıklarında bile. HİÇ İSYAN
ETMEMİŞSİN. Hep ŞÜKREDEREK yaşamışsın. Hayata ve insanlara hep POZİTİF yaklaşmışsın.
Sonra yanımdaki dostlarıma baktım; iyi ve kötü günümde hep yanımda olan onlarca dostuma. Yaşlar
aktı gözlerimden. Çok az insan benim kadar şanslıdır; farkındalığım için şükrettim bir kez daha.
Gözlerim biraz ilerdeki Lunaparka takılmıştı o an. Dönme dolap, ışıklar içerisinde dönüyordu.
Hayatta böyle işte demiştim kendi kendime. Dönüyordu dünya. Bazen aydınlık, bazen karanlık.
Bazen yalnız, bazen de kalabalıklar içerisinde. Ve hayaller sadece anılarda kalmıştı şimdi. Tıpkı
denizin üzerinde dans ederek uçan martı gibi, sen de yalnız gideceksin demiştim yoluna bundan
böyle. YAPAYALNIZ...
Yavaş yavaş kararmaya başlayan hava, yerini sokak lambalarının ışıklarına bırakmıştı. İçimde yeni
bir umutla yerimden kalkmış, sokak lambalarının aydınlığında yürümeye başlamıştım. Karanlıklar
gerilerde kaldı, aydınlık günler hep seninle olsun diyerek... |