Kitap Tanıtımı |
İki ayrı dünya...
İki ayrı ülke...
İki ayrı hayat...
Ve birlikte atan iki ayrı kalp...
Zülal, kendini tekrar bulabilmek için ülke değiştirmişti. Ama kendisini bulmak yerine, yeniden kaybetti. Ethan ise ruhunu bulmak için bir maskenin ardına bürünmüştü. Ruhundaki iyiliği, hırçınlığı ile savuruyordu. Ta ki Zülal ile tanışana dek... İki kayıp ruh, aynı adreste buluşmuştu: Aşk...
Ethan'ın kapısını çalan aşk, hayatını kısa sürede değiştirecekti. Ama öngöremediği bir şey vardı; kızın kalbi kırıktı ve en az bir kaktüs kadar yabaniydi. Zülal ise bu aşk ile kendiyle yüzleşmekteydi. Aşkın acı ve tatlı yönleri iki kalbi birbirine çoktan bağlamıştı.
Yüzüme baktı ve yanındaki yere eliyle vurup beni yanına çağırdı. Yanına uzandım ve üstümde yayılan gökyüzüne baktım. O kadar çok yıldız vardı ki. Uzanabilirmişim gibi elimi uzattım sonra tutmuş gibi yapıp avucumu kapattım. Ethan'a döndüm, ona yaklaşıp kulağına fısıldadım. "Sana yıldız tuttum." Gözlerime bakıp gülümsedi. Avucumu ona uzattım. Sanki avucumda bir kuş varmış gibi yumuşakça avucumu açıp elimdekini almış gibi yaptı.
Kısacası aşk, içinde acı sakız olan bir lolipopa benziyordu. Tatlı şekeriniz bittiğinde ağzınız yanıyordu. Bazılarımız ki buna ben de dâhilim, şekeri yavaş yavaş yemek yerine onu parçalayıp doğrudan acı bölüme ulaşıyordu. Böylece elimizdeki tek harika şeyi de erken kaybetmiş oluyorduk. Dolayısıyla kendi canımızı kendimiz yakıyorduk. |