Kitap Tanıtımı |
Yasak elma ile cezanın ve kötülüğün mekanizmasını kendi elleriyle yaratan Tanrının, özgür iradeye yüklediği sorumluluk altında ezilen insan, kendini kendinden başka hiç kimsenin yargılayamayacağından habersiz, yasak elmayı yediği için hâlâ kendini cezalandırıyor. Hâlbuki yasak elmayı yaratan o. Demek ki. Tanrının merakı seçimimizde. Kendi seçimimiz için kendimizi yargılamayı ve cezalandırmayı bize bırakmış. Zaten öyle şeylerle uğraşamaz, sıkılır Tanrı. Onun merakı sadece seçimimizdedir. Sonsuzlukta kendine akıl almaz eğlenceler yaratmakta üstüne olmayan Tanrı, öyle şeyler düşünür ve yaratır ki, onun önünde hayranlıkla, korkuyla titreriz. O her şeyi önceden bilmeyi seçmez, bundan daha sıkıcı ne olabilir ki? Aptal değildir Tanrı. Yarattığına özgür irade verip, eline yasak bir elma tutuşturuverir ve tahtına kurulur, gösteri başlamıştır. Tanrı elinde kocaman bir popcorn. merakla seyreder. Ne gösteridir ama herkes birbirini yer. İyi, içindeki kötülükle, kötülük içindeki iyilikle savaşır ve nedense bu savaş çok eğlendirir Tanrıyı. "Neden?" diye sorarsın, cevap vermez, çünkü cevap verme zorunluluğu yoktur. O normal yemek yemez, yaşamla beslenir, yani yarattığını yer. Bütün bu vurdumduymazlık maskesiyle, yarattığının gösterisini seyrederken de, kötülüğü kendi isteği, kendi özgür iradesiyle yenmesini, yok etmesini bekler insandan. |