Kitap Tanıtımı |
Doğduğumuz andan itibaren kendimizi sevmekle başladı hikâyemiz... Çocuk olduk, etraftaki her şeyi sevmekle devam etti... İnsanları, insan olmayanları, çiçekleri, böcekleri (en çok uğur böceğini) cansız olan oyuncakları da...
Biraz büyüdük; ilk kendimizden vazgeçtik. Sonra çevredekilerle başladı savaşımız...
Kendimizi tanımaktan korktuk. Kendimizi tanısak bilirdik ki, sorumluluk alacak, iyileri kendimiz üstlenirken; kötülerden sorumlu tutacağımız kimseyi bulamayacaktık... Kaçtık, kaçabildiğimiz kadar... En büyük savaş «BEN» ileydi, kırgınlık, öfke de... İşte bu sebepten istedim ki; kapaktaki ayıraç «AYNALI BAYKUŞ» sizin yol haritanız olsun...
Kitabı elinize aldığınızda, öncelikle aynada kendinize bakın; ister madde olan güzelliğe, ister iç güzelliğinize... Gördüğünüz suretle barışın istedim. Baykuş da rehberlik etsin size; görmediklerinize, duymadıklarınıza...
Bilgeliği geçsin fikirlerinize, ruhunuza...
***
Birbirimizi «ve» ile değil, «ile» ile seveceğimiz AŞK'lar yaşamak nasip olsun... VE'de bireysellik varken, İLE'de birbiri içinde kaybolmak vardır... |