Kitap Tanıtımı |
"İlişkilerimin hepsi siyah süet ayakkabı gibi, sadece yepyeniyken güzeller"
Ya bu "O"ysa diye düşünmüş her yeni gelen için. Kimsenin "O" olmadığını da hissetmiş... Her güzel şeyin bitmesi için elinden geleni yapıyor zannederken herkes, aslında o bitmesin diye çabalamış, kimse fark etmemiş... Güzel günlerin geleceğinden adı gibi eminmiş; kaderindeki matematiği çözmüş aslında ama yine de kötü günler hiç geçmeyecek gibi gelmiş. Yarım kalmaktan, yalnız kalmaktan korkmuş.
Tamamlanamayacağını, belki de hiçbir zaman tam anlamıyla sevilemeyeceğini düşünmüş; hiç çaktırmamış. Hiçbir zaman mutsuz olduğunu anlatmamış. Sadece kendine, bize itiraf etmiş. Şimdi de gidiyormuş.
Renda artık "bana müsaade" diyor. Diyor ama Renda bu; tabii ki gitmeden yine ortalığı birbirine katmayı ihmal etmiyor. Kimdi ona yanlış yapan? BİTTİN SEN!
Hayatında karşılaşabileceğin en acımasız grup, yaralı bir kız grubudur. "Kızlar benim bunun intikamını almam lazım. Burada, böylece bırakamam. Beynim durdu, yardımınızı istiyorum." Hem çok şanslı hem çok şanssız, ne çok sevilen ne hiç sevilmeyen, bir yandan en saf, diğer yandan en sinsi, ne olursa olsun, her macerasında biraz kendinden izler bulduğun, çok gülüp çok da kızdığın Renda, hikayesine kaldığı yerden devam ediyor da, bu arada kim Renda ile olan hikayesine son veriyor? Kim bu intikamın hedefindeki şanslı kişi?
Arkasından Keşke Ben Uyurken Gitseydin diyen Bertan mı, arkasından Sen Yokken Yine Yanlış Yaptım dediği Selim mi, yoksa Ben Hiç Giden Olmadım dediği yeni birisi mi?
Biliyorsun, çünkü Renda sensin! |