Kitap Tanıtımı |
"Kız utangaç, yüzü hafif kızarıyor, ayışığı düşmüş yatağıma oturuyor. Yavaşça beyaz gömleğinin düğmelerini çözüyorum. Beyaz teni belki hayatın sırrı! Elbiseleri birer masumiyet imgelemi olarak yataktan kayarak tahta döşemeye yayılıyor.
"Huzurlu bir hışırtı çıkıyor giysilerinden. Çıplağız, gecenin parlaklığında, ince dudaklarını soluyorum, Yunanca şarkılar sevişmemize eşlik ediyor, kösnül ve diri. Hayat gibi..."
(...)
"Yıllar önce yazmıştım ´aşk bir kadının bedeniyle başlar´ diye. Anlamı açık, tartışmaya gerek yok, ´başlar´ diyorum, sonra kime âşık olur insan, o kişiliğe değil mi? Bu da aşkın bir tanımı ya da aşk aslında insanın kendisine olan bir tapınma mı? Hani Goethe´nin dediği gibi ´sizi seviyorsam, bundan size ne?´
"O akşamüstüne dönmek istiyorum, bedenin beni çekiyor, gülümsemenin beni yakalaması gibi! Hiç yanlış anlama, cinsel bir nesne değil, estetik bir öznesin, Boğaz´ın mavisinin hemen yanında beni büyüleyen kadınsın!"
Ben Hep Seni Yazdım aşka ve aşkın durumlarına dair bir düşkitabı...
Atilla Birkiye bu kitaptaki denemelerinde, yine "tutku"yu ve "aşk"ı yazarken, düşsel olanın izinden giderek erotik atmosferler kuruyor... |