Kitap Tanıtımı |
Ben Buranın Yabancısıyım’da liyakatin gözetilmediği, tarikat mensuplarının devlet kademelerinde önemli yerlere geldiği bir ülke olan Âlem’de gerçekleşen birtakım olaylar anlatılıyor. Neş adlı bonobonun ülkenin en mühim kurumlarından Yüksek Terbiye Kurumu’na müdür olarak atanması, kurumdaki bazı sırların açığa çıkması ve Neş’in karakterinin yavaş yavaş çözülmesi Âlem’deki çürümüşlüğü gözler önüne seriyor. Abdullah Ataşçı daha önce Selim Adanır adıyla yayınladığı bu alegorik romanda, yabancılık hissini kendisinin dahi ait olmadığı soğuk ve mesafeli bir yapı üzerine kuruyor; inşa ettiği kimlik ve üslupla yakın geçmişin, bugünün fotoğraflarını çekip negatifleri ayıklıyor: “Bu hikâyedeki gerçek hayvanların insanlarla hiçbir ilgisi yoktur.” Ben Buranın Yabancısıyım’daki hakikatlerin mutlak hakikatle mutlaka bir ilgisi vardır! “Nereden nereye Neş!” Böylesine değerli, herkesin gözbebeği, toplumun itibarı bir kuruma müdür olarak atanmak kimin harcıydı? Geçmiş, sadece bu güzel düşünce için kurcalanmalıydı ona göre. Hatta geçmişin, ruhunda yarattığı tahribat bile hoş görülmeliydi, bu andan itibaren. Gelecek, geçmişi daha güzel yapabilirdi, buna öylesine inanıyordu ki şimdi… (Tanıtım Bülteninden) ) |