Kitap Tanıtımı |
Onu içimden geldiği gibi sevmiştim. Bir gün içimden çıkıp gideceğini de bildiğim gibi. Yarısı bitti ömrümün, diğer yarısını ona adadım. Vedaların ağırlığını gidenler belirler, kalanlara da çekmek düşer. Bir orman yangınıymışsın meğer, ben çölüme su sanmışım. Her şeyi aldım da yanıma, bir ihanetini sığdıramadım bavula. Beni hevesimden vurduğunda suskundum. Yıkılmıştı gülüşlerimizin izleri. Hangi mutsuzluğun tekrarıydın bilemedim. İçimde kalan son seni de al; yoksa çok özlerim… Düştün artık gözümden, şimdi kim tutsa umurumda değil. Ben şair oldum ama senin aşkın artık şiirim değil! Sessizce kırıldım, nasıl olsa duymayacaktın. Hayatın sona eriyor da bir ona eremiyor. Söyle kelebeğim; aşkınla yaşamak için ne kadar ölmek gerekiyor? Ey çıkmaz sokağımdaki yanlış kapı! Sana en sevdiğim yerden kırıldım! Güvenmiştim; bu da benim eksiğimmiş. “Ben demiştim” dememek için artık bir şey demeyi bıraktım. Dünya sizin olsun, ben geçerken uğradım. Bu hayat böyle gelmiş, böyle gider. En iyi bildiğin ses bir gün sana “Yanlış numara” der. Ah kelebeğim! İçin bir mezarlıksa nasıl durabilirsin ayakta? Bu gemi… Bu gemi bir daha yanaşmaz o limana! (Tanıtım Bülteninden) ) |